Nisan 23, 2012

Bana Her Gün 23 Nisan


23 Nisan neş'e doluyor insan...

   O eskidendi canım! Şimdi neş'e değil, dert, keder doluyor insan. Hatta o kadar doluyorum ki ağlamamak için göz yaşlarımı zor tutuyorum. Zira ağlasam sadece yer değil, dağlar tepeler bile sular altında kalacak o yüzden mi sizin de hayrınız için çenemi tutmayı tercih ediyorum. Aslında çok güzel bir güne uyanmıştım, kuş seslerinin hareketlendirdiği, yaz rengi güneşin perdenin arasından süzüldüğü harika bir güne... Tabi hal durum ben ve saçmalıklarım olunca, bugünü de başlamadan itinayla mahvettim.
 
   23 Nisan denilince benim aklıma gelenler pamuk şekeri, uçan balon, lunapark ve daha fazlası... Tabi en önemlisi çocuk olmak geliyor. Boy sırasına dizildiğimiz, "acaba sıralamada kaçıncı olucam!" diye tasalandığımız, bayrak-filama taşımak için birbirimizle yarıştığımız, "ööretmen beni gösteriye alsa da derslerden yırtsam!" dediğimiz harika çocukluk yılları...
 
   O değil de yaş büyüyor arkadaş! 23 Nisan'ı bırak, 19 Mayıs'lık halimiz bile kalmadı. Öyle bir yaştayım ki, ne kendime genç diyebiliyorum ne de olgun... Hoş gerçi işime gelince olgun, işime gelince gencim ya neyse... Böyle kafa yormaktansa en iyisi mi her ayrı günde ayrı bir "ben" olmak. Çocuklar gününde çocuk, kadınlar gününde kadın, anneler gününde anne, babalar gününde baba... O zaman bugün günlerden 23 Nisan ise tercihim çocuk olmak. Elime pembe renkli pamuk şekerimi aldım, diğer elimde uçan balonumla bayrak sallayıp gözlerimi kapıyorum belki bir kaç dakikalığıns da olsa çocuk olurum umuduyla!

   Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'mız' kutlu olsun!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder