Aralık 18, 2012

Terspektif

   Küçük bir değişikliktir bazen nefes almak; değerli gibi gözükmeyen aslında paha dahi biçemeyeceğim... Tamamlayamadığım iki gün bile bana yetti. Şimdi her an kendime soruyorum, acaba biz yaşıyor muyuz? Sabah gözlerimi yeni bir güne hatta dünyaya açıyorum, çünkü hiçbir şey 1 dakika öncesi gibi olmuyor ki, koskoca bir geceyi geride bırakmışken güne telaşla aydınlanıyoruz. Hatta bazılarımız karanlığa gözlerini açıyor; devamı iş telaşı, karın doyurmak derken akşam oluyor... yine aynı şekilde trafik yoğunluk güç bela evimize varıyoruz. Değer mi? Belki değer, çünkü bir yerde hayatımızı kazanmak yatıyor. Çalışmalıyız, para kazanmalıyız ve sonuç olarak yaşamalıyız... Peki nasıl yaşadığımızı hiç sorguladınız mı? Her profilden, her yaştan insanla tanışıyorum, görüyorum ve gözlemliyorum, fakat herkes hemen hemen aynı... Kısacası aynı şehirde yaşayan insanların birbirinden hiç farkı yok. Dışarıdan bakınca ancak değişikliği görebiliyorsun. Üçüncü bir göz olmak çok başka. İstanbul'a hiç bu açıdan bakamamışım meğer, İstanbul'da doğmamış olmama rağmen hep bir yanım bu şehre bağlı olarak büyüdüm. Tamamen sıyrılıp, farklı insanların yanında farklı yerden, farklı perspektiften bakmak asıl uçurumu gösteriyor. Şikayetim var mı? Kısmen var, kısmen yok... İstanbul'un nimetleri yadsınamaz derecede çok, fakat bizden alıp götürdükleri, verdiklerini sollamakla kalmaz adeta ezer geçer. Seni seviyorum İstanbul, ama bazen cidden yaşanmaz oluyorsun. İsyanım sana değil, teknolojiye, değişime, sürekli değişikliğe... Teknoloji her daim çözüm değil işte, sana yetmiyor ne yazık ki. Sevgiler...