Aralık 01, 2011

Kaza 'Geliyorum' DER

   "Sonunun böyle olacağını bilseydim hiç dışarı çıkar mıydım?" diyerek pişman olduğunuz geceler çok olmuştur elbet. Lakin şimdi anlatacaklarım karşısında küçük çapta şaşkınlık geçirip, Allah korumuş diyebilirsiniz...
   Gayet normal, sıradanın ötesine geçmiş bir geceydi. 4 kız bir araya gelmiş, itiraflarla birlikte sohbetin dibine vurulan keyifli bir yemeğin ardından, kahve içmek için mekan değiştirdik. Bu geceyi diğerlerinden farklı kılan en önemli nokta ise gecenin içeriğine alkolün hiç dahil olmaması. Sıradan başlayarak sade, az şekerli, orta Türk kahvelerimizi söyledikten sonra sigara içmeyen 3 kişi nereden geldiğini bilemediğim sağlığa zararlı o çubukları tüttürmeye başladılar. Hiç sigara içmeyen tek kişi olarak aralarında bulunmam tesadüften ziyade pasif içici olmamın kaçınılmaz bir sonudur. İçsem zaten ne yüreğim gam yer ne de üzerime sinen koku yüzünden kıyafetlerim isyan eder. Ne yazık ki her defasında olduğu gibi bu sefer de kandırılmıştım, tıpkı yeni olgunlaşan iyi niyetli bir genç kız gibi... Biraz sinirli biraz gülen yüzümle nihayetinde kahveleri bitirip, evlere dönmeye karar verdik. Bizi teker teker evlerimizden toplayan arkadaşımın yan koltuğuna yerleştim. "Ben çok iyi co-pilotum len sen biliyor musun?" diye havamı yaptıktan sonra hakikatten benim yardımcı pilot olmama ciddi bir şekilde ihtiyaç duyduğunu fark ettim. Lanet olsun, arabası yeni ve şoför henüz acemiydi. 'Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete' misali çıktığımız yolda eve dönmeyi umut ederken şoförden gelen teklif karşısında kalbime bir şeyler olmaya başlamıştı. Ne yazık ki arabasını yeni alan şoför bizi biraz dolaştırmak istiyordu, hevesini kıramazdık... Ufak tefek "hızlı gitme, dur, önüne bak, fren yap!" gibi müdahalelerimle şehir içinde biraz turladıktan sonra, şoför iyi kullandığını zannedip şehirler arası yola attı kendini. Gerçi sadece kendisini değil hepimizi... Bizim memleket ayazıyla meşhurdur. Özellikle geceleri sıcaklık neredeyse sıfıra düşer, çiğ yağar ve yerler kayganlaşır. En profesyonel sürücünün bile kaza yapmışlığı çoktur. Bir yandan bunları düşünüp bir yandan da co-pilotluğumu en iyi şekilde yapmaya çalışıyordum. Lakin müziği son ses açıp abuk sabuk hareketler yapan şoförün ne yazık ki sikinde bile değildim. Bir yandan bu arabaya binen aklıma sövüyor, öte yandan da arabada iki kardeş olduğumuzu hatırlayıp bize bir şey olursa annemlerin ne yapacağını hesap etmeye çalışıyordum. Bu şekilde bir kaç km ilerledikten sonra etraf birden sis oldu, görüş mesafesi denen bir şeyin varlığından söz dahi edilemezdi. "Yavaşla, dur..." gibi kelimeleri şoföre heyecanlanmaması için sakin bir dille ifade ettikten sonra şehir içine sağ salim dönmüştük. "ohh be kelleyi kurtardık..." gibi cümleleri içimden teker teker geçirdikten sonra hızını alamayan şoför bir de köy yoluna çıkmaya karar verdi. Köy yolu dediğimiz, yazlıklarla şehiri bağlayan keskin virajların olduğu bom bok ötesi bir yoldur. Lakin bu yolun neresinden dönersen o yol şehire çıkar. "İlk dönüşten döner" dedim dönmedi, "bir ileriki dönüşten dönecek" diye telkin ettim kendimi, yok dönmedi. Yola hala devam ediyordu. Daha ne kadar gideceğini hesapladıktan sonra yerlerin mucur olduğunu fark edince bu yoldan geri dönüşümüz olmadığını anladım ve emniyet kemerimi bağladım. Yüksek ses, sigara yakmaya çalışan tipler, dikkatsiz şoför derken sanki olacakları anlamış gibi o anki hislerimi twitterda paylaştım "şu an hayatım tehlikede, bu son tivitim olabilir hepinizi çok seviyorum..." Olayı biraz dramatikleştirmiştim ama "ölürsem arkamdan konuşulacak bir şey olsun da akılda kalayım bari" diye aklımdan saçma sapan şeyler geçiriyordum, evet akıl sağlığım yerinde değildi. Yazdıklarımı ciddiye alan bir arkadaşım beni derhal aradı. "Öyle bir şey yok tabi şaka yaptım..." gibi sözlerime devam ederken şoförün telefonu çalmaya başladı. Zaten dikkatsiz olan sürücü telefonuna müdahale etmeye çalışınca direksiyon hakimiyetini ufaktan kaybettiğini hissettim. "Boku yedik lan önüne bak!" dememe kalmadan mucurlu yolda virajı alamayıp arabayı kaydırmıştı. Bazen zaman öyle hızlı geçer ki nasıl geçtiğini anlamazsınız. Fakat böyle durumlarda belki de saniyelik gerçekleşen olay sanki ağır çekimdeymişiz gibi yavaş yavaş ilerliyordu. Kaymaya başladığımızı fark ettim, duracak diye umut ederken mucurlu olan yolda durmamızın imkanı olmadığını hatırladım. Çığlıklar, direksiyonu bir sağa bir sola çeviren şoför derken bir, iki, üç... Araba sonunda durmuştu, ben alt taraftaydım. Aklımdan geçenler; "bende bir şey yok, ablam nasıl?, sesini duydum o iyi, diğerleri nasıl?, evet herkes inliyor iyiyiz, acaba kırık çıkık baygınlık var mı?" Emniyet kemerimi çözdüm ve askıda olan vücudum yere düştü. Tarlanın ortasında, uçsuz bucaksız yolun nerede olduğunu dahi göremeyen 4 kız olarak şarampole yuvarlanıp takla atan arabadan sağ salim kurtulabilmiştik.
   Her şey anlıkmış bu hayatta, 1sn içerisinde bile nefesiniz kesilip yok olabilirsiniz. 
   İşin acı gerçeğini ertesi gün kaza yaptığımız aracı görmeye gittiğimde fark ettim. Arabayı görünce "Allahım sana şükürler olsun" diyerek bin bir türden şükür duaları okuduktan sonra kendime gelerek aracı incelemeye başladım. Jandarmanın "Şoför yanındaki nasıl kurtuldu?" dediği araçtan sağ olarak çıkmıştım. Sağ ön taraf komple ezilmişti, emniyet kemerim olmasaydı belki de bu yazıyı yazamıyor olacaktım. Lakin henüz bir yere gitmedim, benden daha çekeceğiniz varmış :)
   Şu hayatta iyisiyle kötüsüyle her şey bizim için. Kimseyi kırmaya, üzmeye gerek yok. Evet, ne yazık ki bu söylediklerimi böyle bir olay yaşamasaydım şu an dile getirmezdim. Fakat elimdekilerin değerini daha iyi anlayıp hayata ayrı bir şekilde bağlandım. Nefes almak gerçekten güzel...

2 yorum:

  1. Fulya nefes almanın güzel oldugunu anlamak için kaza,yangın,gasp'a gerek yok, yeni okudum yazını ve çok kızdım şoföre hangi yıllarda yaşıyor 1970 lerde kaldı yolda araba sıkıştırmak son ses müzik dinlemek, arabanın ne kadar hızlı gittigini arkadaşlara göstermek, allah akıl versin şoföre, sizede geçmiş olsun tekrardan.

    YanıtlaSil
  2. bebegimi allah koruduu! kaza geliyorum demis amaa :(( tuuch_

    YanıtlaSil