Şubat 07, 2016

Ayşen Gibi Olun :)

Artık içimde hiçbir şey kalmadığına göre aklıma gelen her türlü şeyi sana söyleyebilirim...
Bundan bilmem kaç sene önceydi hayatıma giremeyişin... hayatıma giremedin ama sıçtın batırdın geçtin. Hayır düşünüyorum da neyine aşık oldum ben senin. Bana ne yaptın da ben böyle aptallaştım. Sana aşık oldum diyemem, seni sevdim de diyemem. Bunlar çok büyük sözler kalır sana karşı hissettiklerim için. Belki tutuklu kaldım. Ama insan aşık olmadan tutuklu kalabilir mi ki? O zaman ben sende tutuklu da kalmadım. Peki neydi bendeki? Neydi sana karşı hissettiklerim? Hala cevabını bulamıyorum. Ama 2 sene sürdüyse içimdeki şeyler sanırım aşıklıktı hissettiklerim. Ama aşık olmak nedir bilmiyordum ki... aşkın tanımını hiç yapmadım hayatımda. Ben sadece karşılık bulunamayan hisleri aşk olarak tanımlıyorum. Yani hep öyle geldi başıma. Şanssız mıyım ben acaba? Ya da şanslı mıyım? Tartışılır... Şanslıyım, çünkü bedenimi ruhumu çok güzel terbiye ettim. Şanssızım, çünkü artık bir kalbim yok. Bana gelip hayatıma giremeyen herkes aldı götürdü bir parça benden. Nasıl doğru kelimeyi bulacağımı bilmiyorum ama ben hepsine fazla geldim. Fazlalığım neydi onu da bilmiyorum ama şunu söyleyebilirim ki siz güçsüz karakterlerden hoşlanıyorsunuz. Çünkü erkeklik dediğin birinin üzerinde hakimiyet kurmaktan geçer değil mi? Düşün bakalım erkek milleti, şimdi yanında olanı hangi kadına tercih ettin?
                  Yorgun olan yüzümü belki ayılırım diye soğuk suya iyice çarparak yıkadım. Kirli sakalımın beni biraz kaşındırdığını fark ettim. “acaba kessem mi?” diye düşünerek tıraş makinemin olduğu dolap kapağını açtım. Tam elime alacakken Selin’in kirli sakallarımdan ne kadar hoşlandığını fark ettim. Sanırım ince dudaklarım hiç hoşuna gitmiyordu. Elimi kapaktan geri çektim. Havluyla yüzümün ıslaklığını sildim ve aynaya tekrar baktım. Ayşen geldi aklıma. Kirli sakalımın, koyu kumral olduğum ve kemikli bir yüz hattına sahip olduğum için beni ‘Orman Kaçkınlarına’ benzettiğini söylemişti. Tekrar elime makineyi aldım. Allahım ne zor karardı!
                  Hayatında kaç kez bu ikilemde kaldın sen? Eğer bir kez kaldıysan o da bana mı denk geldi? Neyse neyse seni suçlamıyorum, ne de olsa doğanda var değil mi?
                  Hiçbir şey yapmamak en iyisiydi. Sakalımı kesmekten vazgeçip salona geçtim. Geçerken de dolaptan bir bira almayı ihmal etmedim. Telefonum nerede derken sağ yanımdan mesaj sesi geldi. Elime aldım, Selin.. Evet, Selin... beni hep arayan Selin. Onu sallamadığım zaman bile beni arayan Selin. Yine egomun ne kadar yüce olduğunu düşünerek mesajı okudum. “akşam bana gelsene?” Tabi ya, Selin.. O yasak elmayı koparmamda bana yardımcı olan, bütün yükümü hafifleten kadın! Peki ya Ayşen? Ayşen ne olacak? O da aklımdan çıkmıyor. Ama ne yazık ki beni aramıyor. Bip, mesaj Ayşen.. “Akşam planın var mı?”         
                  Evet erkek milleti, sizin için tehlike çanları çalmaya başladı değil mi? Kararsızlık. Sizin aptallaşmanızın büyük sebebi. Kontrol mekanizmanızın alt üst olduğu an! Şimdi ne yapacaksın asalak? Kolay olanı tercih edeceksin değil mi?
                  Biramdan bir yudum aldım belki daha rahat karar veririm. Biraz düşüneyim. Nasıl olsa iki seçeneğim var:) Selin, sarışın hoş bir kız. Ama Ayşen de çok eğlenceli hani esmer güzeli derler ya o cinsten. Yanında zamanın nasıl geçtiğini anlamıyor insan. Selin.. Yahu Selin de fettan hani böyle insanı bağlayan cinsten bir cazibesi var. Seksi desem değil ama yani bilemedim. Yok yok ben en iyisi Ayşen’le dışarı çıkayım. Olmadı sonra Selin’e giderim nasıl olsa o evde. “Akşam bi planım yok canım, bir şeyler içelim mi?” hop Ayşen’e bir mesaj bu iş de tamam! “Saat 10’da Karaköy?” Bu kızın mekan bilgisine bayılıyorum. Kesin yine yeni bir yer açılmıştır ve bunun haberi vardır. Ama ne bileyim bu kadar çok bilmesi de beni rahatsız etmiyor değil hani... “Ok, görüşürüz.” Ohooo saat 10’a çok var. Bir bira daha içeyim.
                  Ayşen saat 10’da Karaköy’dedir. Bir grup arkadaşıyla her zaman gittikleri mekanda, Ahmet gelmeden, buluşmuştur. Ne de olsa erkeklere güvenmemesi gerektiğini bilir ve her zaman ikinci bir planı vardır. Çünkü Ayşen akıllıdır. Ayşen gibi olun! :)
                  “Film falan izleriz? Şili şarabım da var, hani şu kafayı bulduran cinsten:) Geliyorsun değil mi?” Selin bana şaka yapıyor galiba! Kıza cevap bile atmamıştım. Şarap mı dedi? Kafayı bulduran cinsten de dedi!! “10 dkya oradayım!”
                  Evet, Ahmet aynen böyle yapmıştır. Çünkü Ayşen onu dışarı davet etmiş ve muhabbet etmek istemiştir. Onu ev ortamında değil, dışarıda tanımak istemiştir. Arkadaşlarıyla tanıştırmak istemiştir. İstemiştir de istemiştir... Ayşen çok şey isteyen bir kız. Onun isteklerini erkekler kaldıramaz. Ayşen gibi olmayın...
                  Saat 10.30... Ahmet’in telefonu çalar, arayan Ayşen... Ahmet salaktır. Ayşen’e “işim çıktı” gibi bir bahane üretmesi aklına gelemeyecek kadar basiretsizdir. Telefonunu sessize alır. Çünkü ancak onun gibiler kaçak dövüşür.
                  Neyse ki Ayşen güvendedir. Çünkü öngörülerini kullanarak önlem almıştır. Arkadaşlarını hazırda tutmuştur. Ayşen her şeye hazırlıklıdır. Bir ömür boyu yalnız olmaya bile. Ayşen salaktır. Ayşen gibi olmayın.

                  İşte bana yaptığın aynen böyleydi. Yani şunu anla, ben o sırada senin ne yaptığını biliyordum. Çok sayko geliyor değil mi? Aslında biraz akıllıca düşünseydin bunun sadece iki bilinmeyenli bir denklem olduğunu ve kolayca çözülebileceğini anlardın. Ama ne yazık ki sen kararsızlığının sana verdiği stresle nasıl davranacağını bilemeyen bir zavallısın :). Tabi ben ayrı bir aptalım. Senin ne olduğunu anlayamayacak kadar iyi niyetli davranmıştım sana. Aslında anlayıp, “yok ya o öyle biri değil” diyecek kadar saf düşünmüşüm. Onu da şimdi dile getirebiliyorum ya neyse... “Neyse”lerle dolu hayatıma ayrı bir “neyse” olarak sen de yazılmıştın. Senden de öğrendim. Öğrenmek istemezdim ama insan istemeden de çok şey öğreniyor işte. Daha kurnaz oluyor. Daha kalpsiz oluyor. Sonra insanlar şaşırıyor “sen nasıl yalnız olursun!” diye. Ama anlatamıyorsun ki kimseye dünyada senin gibilerin Hal’lerde kabzımalların elinde çok olduğunu ve çok ucuza piyasaya sürüldüğünü(!) Ops, sustum:) Neyse, işte içimdekilerin hepsini hala söyleyemedim ama bu örnek sana fazlasıyla yetmiştir. Biraz hakaret ettim artık kusuruma bakmazsın:).

3 yorum:

  1. Melankoli bir yazını hatırladım, 5 koca sene olmuş :(

    "Elde var sıfır" diye düşünürken fonda çalan 'Yalnızlık Ömür Boyu' parçasıyla birlikte hayat arkadaşım olan yalnızlığımı karşıma alarak, bu sefer paraya kıyıp aldığım Bordeaux şarabım ve Van otlu peynirimle kaderime 'belki bir gün şeytanın bacağını kırarım umuduyla' kadeh kaldırıyorum''

    https://www.youtube.com/watch?v=2GS9oI7RRMk
    http://onlyforshow.blogspot.com.tr/2011/11/yalnzlk-omur-boyu.html

    YanıtlaSil