Şubat 09, 2016

Aliler, Ayşeler ve El alemler

“Her şeyi bitirdik.. Gayet medeni bir şekilde konuşarak anlaştık. Olmuyordu, yapamıyorduk. Çabaladım. Elimden geleni ardıma koymadım. Ama bazı durumlar vardır ya, olmayınca olmuyor denen cinsten. Bu da öyle bir şey... seviyoruz ama anlaşamıyoruz. Hoş şimdi bana soracaksınız, seviyorsan neden anlaşamıyorsun diye. İnanın açıklayamam. Açıklasam da çok saçma dersiniz eminim. Yiğit, adına yakışır biçimde adam gibi adam diyebileceğim cinsten. Belki de bu kadar düzgün olması bana batıyordu. Aslında hoşuma gitmesi gereken şey, beni itiyor. Allah’ım ben senden daha ne istiyorum cidden merak ediyorum. Belamı arıyorum onun da farkındayım. Ama dile kolay 5 sene... şimdi durup düşünüyorum da koskoca 5 yılımı heba mı ettim yani? Yok hayır, etmedim. Eğer devam edersem edecektim. Üstelik karşımdakini de kandırarak. Bu haksızlığı başta kendim olmak üzere kimseye yapamazdım. Berk.. evet itiraf ediyorum, kafamı kurcalayan şey Berk. O yerinde duramamazlık, o ne idüğü belirsizlik, o gizemlilik beni çekiyordu  bu girdabın içine... Pişman olur muyum? Bilinmez... Hayatta her şey bir muamma değil mi zaten? Eğer korkarsak nasıl yaşarız bu dünyada? Korkma! Evet, dış sesim aynen böyle söylüyordu; Korkma! Korkularına ne kadar meydan okursan, o kadar varsın bu hayatta... ve o kadar yücelirsin insanların gözünde. Ben de aynen böyle yaptım. Yasak olan şeye dokundum. Pişman mıyım? Bilinmez... 5 senemi verdiğim kişiye bunu yapmamalıydım değil mi? Çünkü sırf “Aman insanlar ne der?” diye yaşıyordum değil mi ben. Aman Ayşe şunu demesin, aman böyle yaparsam Ali bana laf eder, aman ‘şöyle böyle’ derler bana diye diye 5 yılımı heba ettim. Neden? Çünkü Ayşeler, Aliler kızmasın diye... Peki ben? Ya ben ne oldum? Neden kimse beni sormuyor? Neden kimse beni düşünmüyor? Düşünmezler.. herkes kendi doğrularıyla vardır bu hayatta ve kimse senin doğrularını kabul etmez. Bu düşüncelerin hepsini bir kenara bırakıp o an içimden geleni yaşadım. Pişman mıyım? Bilinmez... Berk, her şeyiyle beni dünyasına çeken şahıs. Aslında korkmuyor da değilim. Çünkü Yiğit düz bir insandı.. sadece artısı eksisi, doğrusu ve yanlışı vardı. Ha bir de insanlardan çok etkileniyordu. Onun için arkadaşları ne diyorsa çok önemliydi. Bu da karşımdaki insanı gözümde iyice yerin dibine sokuyordu ama 5 yılın hatırına bir şey diyemiyordum. “İdare et!” diyordum kendime.. ama sabır taşı denen şey çatlıyormuş bir noktada, bilemedim. Yiğit’i bir kalemde sildim. Sildim derken, hiçbir açıklama yapmadan ilişkiyi bitirdim. Pişman mıyım? Bilinmez...
                  Bu kararsızlığımın üzerinden tamı tamına 5 yıl geçti. Yani hayatımdan toplamda 10 yıl. Pişman mıyım? Hayır! Evet hiç pişman değilim. Şu an Berkle de birlikte değilim. Çünkü onunla da bir ilişki yaşayamazdım. Ama şu an görüyorum ki Berk, Yiğit muammasından kurtulmam için bana Allah tarafından gönderilmiş biri. Berk olmasaydı Yiğit’ten kurtulamazdım. Yiğit’ten kurtulamasaydım muhtemelen hayatımın sonuna kadar mutsuz bir kadın olarak yaşayacaktım.”


                  Evet, bu aynen bu şekilde yaşanmış bir hikaye. Bunu yaşayan kişiye, “Berk’e gitmek seni hiç korkutmadı mı?” diye sorduğumda “Adem ile Havva yasak elmayı yerken hiç korktu mu?” diye bir soruyla karşılaştım. İşte o zaman anladım, gözü kara bir insan karar alınca sonuna kadar her şeyi feda ediyormuş. Pişman oluyor mu? Bilinmez.. Pişmanlık, kişinin kendi iç dünyasıyla alakalı. Bir insan pişman oluyorsa, zaten güçlü bir karaktere sahip değildir benim gözümde. Çünkü aldığı kararların sonucuna katlanamaz. Bu kararlarla baş edemez. Bu yüzden zayıftır. Korku filmlerinde gördüğümüz gibi ilk ölen kişidir. Alilerle, Ayşelerle uğraşır. Ve bu kişi ne yazık ki ömrünün sonuna kadar onlarla uğraşacaktır. Onlar ne diyorsa ona göre yaşayacaktır ve çocuklarını da “el alem ne der” diye büyütecektir. Evet, Türk toplumu olarak ne yazık ki mahalle baskısıyla yetişmiş insanlarız. Fakat sonuç olarak artık 21.yy dünyasında yaşıyoruz. Bir nebze de olsa artık kendimize vakit ayırmamız gerekmez mi? Neden birey olarak önemli değiliz insanların gözünde? Neden bizi başkalarıyla aynı cümle içine koyup yükleme çeviriyorlar? Neden başkalarının yanında deli gibi sarhoş olana kadar içemiyoruz? Çünkü el alem ne der değil mi? El alem ve size mutluluklar diliyorum. Ben bu oyunda yokum!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder